Yararlı Bilgiler
Diyaliz Hakkında Genel Bilgiler
Vücutta birikmiş üre gibi zararlı maddelerin ve aşırı suyun bir membran (Diyalizör) aracılığı ile vücuttan uzaklaştırılması işlemidir. İlerlemiş böbrek yetmezliğinin tedavisinde kullanılır. Diyaliz tedavisi bozulmuş böbrek işlevlerinin bir kısmını düzenleyerek yaşamın devam etmesini sağlar. 30-40 yıl önce ilerlemiş böbrek yetmezliği olan hastalar günler haftalar içinde kaybedilirdi. Diyaliz teknolojisinde sağlanan gelişmeler, bu hastalarda önce yaşam süresini uzatmış, daha sonra yaşam kalitesinin artmasını sağlamıştır. Bu nedenle günümüzde diyaliz hastaları şanslıdır.
Diyaliz tedavisi iki şekilde uygulanabilir:
1. Hemodiyaliz
2. Periton diyalizi
Hemodiyaliz
İlk kez 1944 yılında Hollandalı bir hekim olan Kolff tarafından yapılmıştır. Özel bir membran ile hastanın kanının makineler aracılığı ile temizlenmesi işlemidir. Hemodiyaliz işleminin gerçekleşmesi için yeterli kan akımı sağlanmalı, bir membran ve hemodiyaliz makinesi sağlanmalıdır. Yeterli kan akımınının sağlanması için hastanın atar ve toplar damarı arasında bir pencere (arteriyovenöz fistül ) yaratılmalı veya hastanın büyük bir toplar damarına geçici kateter konmalıdır.
Hemodiyalizde, "yapay böbreğe", yani diyalizer denen özel bir filtre içeren bir makinaya bağlanacaksınız. Kanınız bir süre vücudunuzun dışında, bu filtrenin içinde dolaşarak tekrar vücudunuza dönecek. Bu gerçekleştikçe atık ürünler uzaklaştırılır. Bu işlem sırasında hasta kanının vücudun dışına çıkarılıp temizlenmesi için ;
i. Fistül: Bir toplar ve atar damarın cildin hemen altında, genellikle ön kolda, birleştirilmesi ile iğnenin girişini kolaylaştırmak için kalın bir damar elde edilir.
ii. Jugular vene (boyunda) geçici diyaliz kateteri yerleştirilmesi (acil durumlar için): Yumuşak, plastik bir tüp boyun yan yüzünden damara yerleştirilir. Bu ciltten dışarı çıkar ve kullanılmadığı zaman ağzı kapatılarak yerinde bırakılır.
iii. Şant: Bir toplar ve atar damarın kol veya bacakta sentetik bir materyal kullanılarak birleştirilmesiyle elde edilir. (doğal fistülün oluşturulamadığı durumlarda başvurulur.)
gibi yöntemler kullanılır. Genelde yapılan işlem fistül açılmasıdır.
Fistül; hastada yeterli kan dolaşımını sağlamak için, atar damarla toplar damarın birleştirilmesidir. Fistül açıldıktan sonra hasta; fistül olgunlaşıncaya kadar; pıhtılaşma, enfeksiyon ve kanama bakımından yakından izlenmeli ve fistülü korunmalıdır. Fistüllü bölgenin Korunması
· Fistüllü kolunuzla ağır kaldırmayınız
· Kolunuzu çarpmalardan koruyunuz
· Fistüllü koldan kan aldırmayınız
Diyaliz Hastalarına Beslenme Hakkında Tavsiyeler
Beslenme, diyaliz tedavinizin önemli bir parçasıdır. Doğru yiyecekleri yeterince yemek için özel çaba harcamanız gereklidir. Yoksa yetersiz beslenir, kilo kaybeder ve çabucak yorulur ya da kendinizi hiç yoktan yorgun hissedersiniz.
Doğru beslenmenizi sağlamak sizi, tedavi ekibinin en etkin üyelerinden biri durumuna getire-cektir. Kontrolü siz ele almalısınız!
Çok mu yorgunsunuz?
İştahınız mı yok?
Bulantınız mı var?
Kusuyor musunuz?
Kabızlığınız mı var?
Ağzınız mı kuruyor?
Şişkinliğiniz mi var?
Ağız tadınız mı kaçtı?
Çok mu yorgunsunuz?
İnsanlar hasta olduklarında, kendilerini genellikle yemek yiyemeyecek kadar yorgun hissederler. İşte size enerjinizi ve yemeye karşı ilginizi arttıracak bazı yollar:
Önce doktorunuzun onayını alarak kısa yürüyüşler gibi hafif egzersizler
Diyaliz Hastalarında Beslenme
Diyaliz hastalarında beslenme çok önemlidir. Diyaliz böbreklerin işlevini yerine getirir. Ancak bu görevi sağlıklı bir insan böbreği kadar iyi yapamaz. Vücuttaki artık ve zararlı maddeler tam olarak temizlenemez. Doğru beslenmeyle biriken bu zararlı maddeler daha az olur ve ortaya çıkan rahatsız edici şikayetler (bulantı, kusma, tansiyon yüksekliği, nefes darlığı) uygun beslenme ile hafifletilebilir. Sağlıklı insanlarda olduğu gibi, diyaliz hastaları da gerekli olan enerjiyi öncelikle karbonhidrat ve yağlardan sağlar. Eğer gerekli miktarda kaloriyi sağlayabilecek besin alınmazsa vücut enerji ihtiyacını karşılamak için kendi yapı taşlarını yıkacaktır. Buna bağlı olarak da ileri derecede halsizlik, zayıflık ve enfeksiyonlara karşı dirençsizlik ortaya çıkar.
Enerji (kalori) ihtiyacı yaş, kilo ve günlük faaliyet durumuna göre değişir. Ortalama olarak bir günde vücudunuzun her kg 'ı için 35-40 kalori almalısınız. Örneğin 70 kg ağırlığındaysanız 70x35=2450 bir günde ortalama olarak 2400-2700 kalori almanız gereklidir.
Her hastanın kalori ihtiyacı farklıdır. Zayıfsanız fazla kalori almalısınız. Kilolu iseniz daha az kalori alıp hem de egzersiz yapmalısınız. Çünkü böbrek hastalarının hem çok zayıf hem de çok kilolu olmaları sakıncalıdır. Diyalize giren hastalarda protein ihtiyacı artar. Bunun en önemli nedeni diyaliz sırasında protein yapımında yer alan maddelerin kaybedilmesidir. Diyalize başladığınızda alacağınız protein miktarını fazlalaştırmalısınız. Bunun için günde kg başına 1.5 gr protein yeterlidir. Örneğin 70 kg iseniz yaklaşık 100 gr protein yeterli olur. Alacağınız proteinlerin hayvansal kaynaklı olmasına özen gösteriniz. Çünkü hayvansal kaynaklı proteinler bitkisel kaynaklılara göre daha değerlidirler. Protein yönünden en zengin ve değerli besinlerden biri yumurtadır. Yumurtanın sarısı fazla miktarda kolesterol içerdiğinden kan yağları yüksek olan hastalar için uygun değildir. Fakat yumurta beyazı her gün alınması gereken önemli bir gıdadır.Diyaliz hastalarının diyetinde karbonhidratlar; karbonhidrattan zengin gıdalar günlük enerjimizin büyük kısmını oluşturur ve çok tüketilir. Ekmek, makarna, yufka, pasta, börek, pilav; tatlı olarak bal, pekmez, reçel yoğun karbonhidrat kaynaklarıdır. Bu gıdaların çok tüketilmesi hem sağlıksızdır hem de kilo alımına yol açar. Kilo durumunuza göre yiyeceğiniz karbonhidratlı gıdaları ayarlamalısınız.
Karbonhidratlardaki (ekmek, makarna, pirinç, bulgur ve özellikle kuru bakliyat) protein miktarı ile ette bulunan protein benzerlik gösterir. Bundan dolayı kurubaklagil aldığınızda o gün yiyeceğiniz et miktarına dikkat etmelisiniz. Diyaliz hastalarının diyetinde yağlar; önemli kalori kaynağı olduğu için dikkat edilmesi ve kilo durumuna göre ayarlanması gereken besinlerdir. Bazı yağlarda bulunan kolesterol sağlığınızı olumsuz yönde etkiler. Kan kolesterolünün yüksek olması, kalp ve damar hastalıklarının ortaya çıkması için önemli bir risk faktörüdür. Bu nedenle diyetinizde kolesterol yönünden kısıtlama yapmalısınız. Hayvansal kaynaklı yağlar (tereyağı, iç yağı, kuyruk yağı vb.) fazla kolesterol içerirler. Zeytin yağı ve çiçek yağlarını tercih edebilirsiniz. Diyaliz hastalarının diyetinde su ve sıvı gıdalar; En sık rastlanılan sorun alınan sıvının miktarı ile ilgilidir. Diyalizde geçen süre ilerledikçe pek çok hastanın idrarı tamamen kesilir. İçilen su ve diğer alınan sıvılar vücutta birikir.1-2 gün içinde kilonuzun artması ve vücudunuzda şişliklerin ortaya çıkması aldığınız suyun çok fazla olduğunu gösterir. Genel olarak yemeklerde dahil bir günde 1000 - 1500 ml civarında sıvı almalısınız. Ancak değişik nedenlerle diyalize yeterli sıklıkta giremiyorsanız daha da az sıvı almalısınız.
İki diyaliz arasında 1.5-2 kg dan fazla kilo almamaya çalışmalısınız. Bu durumda hem su fazlalığına bağlı sorunlar (bacaklarda şişlik, tansiyon yüksekliği, nefes darlığı vb.) ortaya çıkar; hem de diyaliz sırasında fazla suyun çekilmesine bağlı olarak, adale krampları ve tansiyon düşüklüğü gibi rahatsız edici belirtiler görülür.
Diyaliz hastalarının diyetinde tuz; yeterli miktarda atılamayacağı için vücudunuzda birikir ve bu durum suyunda birikmesine yol açar. Tansiyonunuzu yükseltir ve kalp yetersizliğine sebep olabilir. Bu nedenle tuz kısıtlaması yapmak gereklidir. Bu diyetlerde bir günlük tuz alımı 1-2 gr dolaylarındadır. Yemeklerinize ilave tuz atmayınız; yiyeceklerinizi zeytin, turşu, konserve gibi çok tuz içeren besinlerden seçmeyiniz; baharat ve çeşnilerle tatlandırabilirsiniz; hazır çorba ve yemeklerde gereğinden fazla tuz bulunduğunu unutmayınız.
Diyaliz hastalarının diyetinde potasyum ;idrarla atılamadığı için kan potasyum düzeyi yükselir ve hayati tehlikeler yaratır. Dikkat etmeniz gereken nokta aldığınız besinlerdeki potasyum miktarıdır. Fazla potasyum içeren (süt, patates, muz, portakal, kurutulmuş meyveler, baklagiller, özellikle unutulmamalı hazır meyve suları) besinlerden kaçınmalısınız. Öncelikle doktorunuzdan kan potasyum seviyenizin durumunu öğrenmelisiniz. Besinlerdeki potasyum miktarını iyi bilmeli ve diyetinizi ona göre düzenlemelisiniz. Doktorunuz size yardımcı olacaktır. Ayrıca kan potasyumunu düşürecek bazı ilaçları gerektikçe size verecektir. Diyaliz hastalarının diyetinde kalsiyum; Böbrek hastalığının seyri sırasında kemik zayıflığını önlemenin en iyi yollarından biri yeterli miktarda kalsiyum almaktır. Diyet ile yeterli kalsiyum miktarlarına erişilemiyor ise doktorunuz size kalsiyum içeren ilaçlar verecektir. Bunları düzenli bir şekilde kullanınız. Çok nadir de olsa bazı hastalarda kalsiyum seviyesi yüksek seyreder, bu durumda diyetteki kalsiyum ve ilaçlar problem yaratabilirler. Muhakkak doktorunuzun önerilerine uyunuz. Diyaliz hastalarının diyetinde fosfor; yeterli miktarda atılamadığı için kan fosfor düzeyi yüksek olur. Bu durumda kemik zayıflığı, kas güçsüzlüğü, eklem ağrıları ve kolay kırılmalar ortaya çıkabilir. Besinlerle aldığınız fosfor düzeyine dikkat etmelisiniz. Doktorunuz size gıdalarla alınan fosforun kana geçmesini önleyecek ilaçlar verecektir. Bu ilaçları her zaman aynı miktarda kullanmayınız. Fosfor içeriği yüksek gıdalar aldığınızda daha yüksek dozda ilaç kullanınız. Bu ilaçları her zaman yemek yerken alınız.
Diyaliz hastalarının diyetinde demir ve vitaminler; bulantı ve kusmaya bağlı olarak ve iştah-sızlık nedeniyle yeterli düzeyde beslenemezseniz vücudunuzda demir ve vitamin eksiklikleri olacaktır. Bu maddeleri içeren ilaçları almanızla eksiklikler tamamlanacaktır. Diyaliz sırasında bir miktar demir vücuttan kaybedilir. Bunun için diyaliz hastalarının çoğuna demir içeren iğneler ve haplar uygulanır. Pek çok vitamin ve mineral de diyaliz esnasında kaybedilir. Diyaliz hastalarında D vitamini eksikliği olur ve ilaçla takviye edilir. Böbrek yetersizliğinde A vitamini artar ve bu vitamini içeren ilaçları almak zararlı olabilir. Doktorunuzun size önerdiği vitaminleri düzenli şekilde alınız. Kendi başınıza ve diğer hastaların önerileriyle ilaç almayınız.
Diyaliz hastalarının bir günde almaları gereken vitamin miktarları:
Vitamin B1 1,5 mg
Vitamin B2
1,8 mg
Vitamin B6
10 mg
Vitamin B12
3 mcg
Vitamin C
60 mg
Vitamin D 0,25-1
mcg
Vitamin E 15 ünite
İşime Devam Edebilecek Miyim?
Ağır bir işiniz yoksa çalışabilirsiniz. Kendinizi diyalizin ilk seanslarında biraz rahatsız hissedebilirsiniz. 1-2 aylık tedavi sonrasında gücünüz tekrar yerine geleceği için kendinizi daha iyi hissedeceksiniz. Bazı hastalar çalışma saatlerini ayarlarlar, bazıları da akşam üstleri ve hafta sonları diyalize girer.
Olası Komplikasyonlar Nelerdir?
Diyaliz sırasında ortaya çıkabilen sorunlar olabilir. Bunlar sıklıkla hayatı tehdit etmeyen, tansiyon düşüklüğü, kramp, baş ağrısı, bulantı olabilir. Diyaliz seansı sırasında ve sonrasında rahatsızlık duymamak için, diyalizler arası dönemlerde müsaade edilen kilo alımına kesinlikle uyulması gereklidir.
Uzun süre diyalize giren hastalarda, kemik değişikliklerine bağlı ağrılar ve bazı maddelerin (B2-mikroglobulin) birikimine bağlı olarak, ellerde, kollarda uyuşmalar olabilir.
Yaşamımın Sonuna Kadar Diyalize Gereksinimim Olacak Mı?
Böbrek fonksiyonunuz olmadığı sürece bir diyaliz türüne gereksiniminiz olacaktır. Çoğu hasta böbrek naklini umut etmektedir. Ne yazık ki bazıları tıbbi olarak uygun değildir. Doktorunuz öneride bulunacaktır. Eğer başarılı bir nakil olursa diyaliz tedavisi sona erecektir.